|
Fazilet Partisi içinde Yenilikçiler'in, Gelenekçiler'e, yani Erbakan Hoca'ya karşı muhalefeti sertleştirme kararı aldıkları anlaşılıyor. Ayrıca, parti içi muhalefetin ne zaman yeni bir partiye dönüşeceği, başka bir deyişle, Fazilet'ten kopmanın zamanlaması üzerinde Yenilikçiler'in Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte - dün akşam da Ankara'da buluşarak - bir yol haritası oluşturmaya koyuldukları belli oluyor. Kısacası: Yenilikçiler, Fazilet'ten büyük bir gümbürtüyle kopuşun gerekçesini hazırlayacak ve yeni bir partiye gidişi hızlandıracak stratejiye tam gaz verdiler. Nitekim bu yüzden her gün birkaç ağır topun zehir zemberek sözleri medyanın tepelerinde dikkatleri toplamaya başladı. Recep Tayyip Erdoğan dün gazetemizin manşetinde Erbakan Hoca'yla işlerin artık yürümeyeceğini, yeni bir partinin kaçınılmaz olduğunu belirtmişti. Bu da Abdullah Gül'ün sözleri: "Partilerin hepsi güçsüz, kapalı birer kutu. Hepsinde lider sultası ağır basıyor. O yüzden halk mevcut partilerin hiçbirine güvenmiyor. En büyük partinin oy oranı seçim araştırmalarında ancak yüzde 12 - 13 civarında... Böyle gitmez." Abdullah Gül kendisiyle konuşurken bir noktayı hiç saklamadı. Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi Abdullah Gül de yeni bir partinin gitgide yaklaştığını belirtiyor. Fazilet, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılırsa yeni partinin kesinleşeceğini, Erbakan Hoca'nın Gelenekçiler'iyle resmen de kopacaklarını söylüyor. Bu arada Gül, Fazilet'in kapatılması riskini yüksek görenlerden... Ya parti kapatılmazsa?.. Abdullah Gül, yine Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki günkü sohbetimizde yaptığı gibi duraksıyor. Yani "Kapatılmasa da yeni bir parti kuracağız" demiyor. Ancak hem Erdoğan'dan hem Abdullah Gül'den edindiğim izlenim o ki, Fazilet kapatılmasa da Yenilikçiler yeni bir parti kuracaklar. Zamanlamasını bilemem ama bu konuda kararlı oldukları görülüyor. "Siyasi partilerin neredeyse hepsi kara para aklama şirketleri haline geldiler." Fazilet içinde Yenilikçi kanadın önde gelen sözcülerinden biri olan Yozgat milletvekili Cemil Çiçek, Erbakan Hoca'ya ve onun emanetçisi sayılan Fazilet yönetimine ateş püskürüyor. Partinin çoktan beri fiilen bölündüğünü, bunun böyle gitmeyeceğini belirtiliyor. Sohbetimizde şöyle dedi: "Parti kendi içinde zaten bölünmüş durumda. Bugüne kadar birçok konuda ayrıştık, ters düştük birbirimize. Af konusunda... Çiller'i, Yılmaz'ı aklama operasyonlarında... Küskünler hareketinde... Demirel'in görev süresinin uzatılmasını öngören 5 + 5 Anayasa değişikliğinde..." Şu sözler de Çiçek'in: "Bütün partiler huzursuz. Hepsinin içinde sorgulama var. Fazilet dahil hepsi dökülüyor. Araştırmalarda hemen hepsi yüzde 10'larda dolaşıyorlar. Bunlardan ne olur ki?.. Böyle giderse halk bütün partileri taşlayacak." Şöyle devam etti Çiçek: "Fazilet kapatılırsa, iki parti çıkar bundan. Biz kendi partimizi kurarız. Çünkü bir parti kapatılmak için kurulmaz." Ya kapatılmazsa?.. Cemil Çiçek bu durumda işlerin zorlaşabileceğine işaret ediyor: "Sade vatandaşın düz bir mantığı vardır. 'Haklısın ama parti içinde kalıp mücadele verseniz daha doğru olur' der bu düz mantık. Yani yeni bir partiyi hareketin bölünmesi olarak görüp tasvip etmeyebilir." Abdullah Gül'ün bu konuda daha farklı düşündüğü izlenimini edindim. "Zihniyetler büyük bir hızla değişmekte" diyor Gül... Ancak, bir büyükşehir belediyesinin imkanlarını kontrol ettiği için Fazilet'teki oyunda elinin hayli kuvvetli olduğunu düşünenlerin sayısı az değil. Melih Gökçek de Erbakan Hoca'dan kopmuş durumda. Değişik sularda yol aldığına dair işaret ve söylentiler var. Çıkış ve faaliyetinin suları karıştırdığı, hatta Yenilikçiler'i biraz tedirgin ettiği anlaşılıyor. Kendisiyle sohbet ederken kısaca şu tahlili yaptı: "Fazilet kapatılırsa, yeni bir parti kesin olarak gündeme gelir. Gelenekçi ağabeylerimiz Yenilikçi arkadaşların partiden gitmelerini zaten bir süredir kapalı toplantılarda açıkça istiyorlar. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesi'nden kapatma çıkarsa, ikinci parti de kesinleşmiş olur." Yine aynı soru: Fazilet ya kapatılmazsa?.. Melih Gökçek'in yanıtı: "O zaman doğru olan, Fazilet'te yeni bir büyük kongrenin toplanması ve yeni bir yönetim arayışına girilmesidir." İkinci parti nasıl olur? Nasıl bir parti olmalı? Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek bu konuda yelpazeyi sanki çok daha geniş tutmak niyetinde... Şöyle dedi: "MHP'de, ANAP'ta, DYP'de de gayrimemnunlar var. Onların da kurulacak yeni partiye dahil edilmesinde fayda var." Bir başka deyişle: Melih Gökçek, Erbakan Hoca'dan kopmuş; ancak Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül kanadıyla da arasında mesafe var. Erbakan Hoca'yı bazı bakımlardan tasvip ettiği söylenemez. Ancak Yenilikçi kanada da tepeden bakıyor. Dünkü sohbetimizde şöyle dedi: "Anayasa Mahkemesi'ndeki dava uzuyor. Partide çözülme emareleri görüldükçe de, daha çok uzatılıyor. Maksat bölmek! Fazilet'i, Refah'ı, Milli Görüş hareketini, ne derseniz deyin, ufaltıp un yapmak!" Yalçıntaş biz bu filmi daha önce görmüştük havasında. 12 Mart sonrası Demirel'in Adalet Partisi'ni (AP) bölmek için, askeri yönetimin el altından o tarihte İsviçre'de yaşayan Erbakan Hoca'yı nasıl Türkiye'ye getirtip Milli Selamet Partisi'nin (MSP) kurulmasına yol açtığına değiniyor. "O zamanlar Koca Reis Saadettin Bilgiç nasıl gayret sarf etmişti, yapmayın etmeyin, bölmeyin hareketi diye" diyor. Şu sözler de Yalçıntaş'ın: "Bütün bunlar Ankara'da bazı odaklarda hazırlanıyor." Erbakan Hoca tavizsiz. Kendi yolunda gidecek. Yenilikçiler'e dönük hiç değişmeyen mesajı da şöyle: "Yaşadığım sürece benim ve arkadaşlarımın (Gelenekçiler, HC) dışlanmasına izin vermem. Kararları ben veririm. İtaat isterim. Direneni de ezip geçerim." (Radikal'de çalışan değerli meslektaşım Ergun Aksoy'un Erbakan'ı anlatan kitabından, 28 Şubat'tan Balgat'a Mücahit! Ümit Yayıncılık, Ankara, sayfa 137). Fazilet'i izlemeye devam edin! Siyasal istikrar açısından ülkemizi ilgilendiren önemli bir konu... h.cemal@milliyet.com.tr |