Artık
adını koyalım: Bu hükümet aciz Ülkenin devasa sorunlarına devasa nedenler aramaktan vazgeçelim. Gelin adını koyalım: Bu hükümet, hükümet etme becerisine sahip de?il.
Hükümet, adına yönetim denilen ve özünde bir becerinin ifadesi olan
yetenekten yoksun. Yönetmek için ne kararlı bir tutumu, ne iradesi, ne bir programı, ne de
iç tutarlılığı var. Allah aşkına, elinizi vicdanınıza koyun ve cevap verin: Bülent Ecevit'i
bugün hangi şirket kendisine genel müdür yapar? Biz ülke yönetmesini bekliyoruz. * * * Bu hükümetin Başbakanı, sevk ve idare melekelerini büyük çapta
yitirmiş. Ancak, ortaklarından ne haber? Başbakan Yardımcısı'yla, Sağlık
Bakanı'yla, Telekom'u peşkeş çektirmeyen ama içine 3.000 geçici işçi
yerleştirmekten imtina etmeyen -Telekom'u kendi yandaşlarına peşkeş çeken-
Ulaştırma Bakanı'yla, deprem evlerinin bitiş tarihiyle ilgili verdiği sözlerin
hangisinin geçerli olduğunu artık takip dahi edemediğimiz Bayındırlık
Bakanı'yla MHP, ideolojisi ne olursa olsun, ortaya bu ülkeyi yönetecek bir
irade koyabiliyor mu? Aranızda, bütün inanılırlığını yitirmiş genel başkanı ve üzerinde
kara bulutlar gibi gezinen şaibeleri ile ANAP'ı ciddiye alan var mı? Evet, Türkiye'nin sorunları büyük ama bu sorunlarla baş edebilecek bir
yönetimi de yok. Bence esas mesele de, Türkiye'nin sorunlarını çözebileceğine dair güven
veren bir iradeyi ortaya koyamamasıdır. * * * Sadece bir örnek olması açısından af yasasını ele alalım. Yasa çıktı,
sahibi yok. Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesini, en fazla yasayı çıkaranlar
temenni ediyor. Bakın Rahşan Ecevit'in şu sözlerine. Bu yasanın onun nazı niyazı hürmetine
çıktığını hepimiz biliyoruz. Hanımefendi, afla ilgili olarak, 6 Aralık
2000 günü ‘‘Genel olarak benim dediğim gibi oldu’’ demişlerdi. 12
Aralık 2000 günü ise; - Bu benim önerdiğim bir yasa değil. Benimkisi kader kurbanları ve çocuklar
içindi. Ama buna bir eşitlik şartı eklenerek bu hale getirildi, diyor. Cümleye dikkat edin; affı eşitlik ilkesi bozmuş! Bu mantığa göre, Meclis ‘‘eşitlik ilkesi de neymiş! Önemli olan
yengemizin arzularıdır’’ deseydi, hanımefendiyi tatmin edecek bir yasa çıkabilirmi?.
Bakın şu Allah'ın işine. MHP'liler tarihe PKK'ya yataklık edenleri affeden, DSP de Abdi İpekçi'nin
katilini salıveren parti olarak geçecek. F tipi cezaevlerini yüzüne gözüne bulaştıran, hapishaneleri çetelere
ve dahi teröristlere teslim eden, binlerce polisin sokağa dökülmesine neden
olan, Apo'ya bile af kapılarını aralayan, ancak tecavüz edeni içeride
tutarak, hem tecavüz edip hem de öldüreni kader kurbanı kabul eden bu hükümet
her konuda lime lime dökülüyor. |